ÇEVİRMEN TÜRKÇESİ

ÇEVİRMEN TÜRKÇESİ

Yabancı bir dilde, söz gelimi İngilizce, Çince ya da Yunanca yazılmış bir metni okuyup anlamanın en emin yolu, üşenmeyip İngilizce, Çince ya da Yunanca öğrenmektir. Hele düzsöz (roman, öykü ve öğretici) metinler bir yana, şiirin çevrilemezliğini düşününce! İyi de nerede öğreneceğiz? Biz okullarımızda, dil kurslarımızda daha Türkçe’yi öğretemiyoruz doğru dürüst. Bu duruma yol açan çok karmaşık nedenler var da bu, ayrı bir değinme konusu.

Pek iyi, o zaman ne olacak? Olan oluyor zâten; meraklıysak, yabancı dil(ler)de yazılmış metinleri çevirmenler aracılığıyla okuyor, öğreniyoruz. Ancak, öğretici metinler bir yana; roman, öykü, şiir gibi yazınsal metinler, ne kadar iyi çevrilmiş olursa olsun, aslı gibi olmuyor tabiî. Yapacak bir şey de yok; çevirmenlere mahkûmuz!

Çevirmenler nerede yetişiyor? Üniversitelerin kimilerinde “çeviribilim bölümü”, kimilerinde de “mütercim tercümanlık” bölümü diye adlandırılan bölümlerinde. Ama bu bölümler olmasa da çeviri yine yapılacaktı; tıpkı bütün oyuncuların konsevatuvar mezunu olmadıkları gibi. Yine de, oyunculukla çevirmenlik farklı doğallıkla; kimi oyuncular için konservatuvar eğitimi yerine geçen usta-çırak ilişkisi, çevirmenlikte yok. Olsa bile, usta-çırak ilişkisinin de sağlıklı bir yol olduğu söylenemez.

Çevirmen olmak için, kişinin yabancı dili olduğu kadar kendi ana dilini de çok iyi bilmesi gerekir. Her şeyden önce de, aslından kopmamış, ama anadilin olanaklarını iyi kullanan ve güzelduyusunu yansıtan bir çevirinin yapılabilmesi için, çevirmenin kendi ana dilinin sorunlarını bilmesi gerekir. Ne var ki bizim çevirmenlerimizin çoğu, metni çevirirken, yabancı dilin kalıplarını da çevirip “İngilizce edâlı Türkçe”nin temellerini atalı nice oldu. Artık, “Beş gibi gelirsen, görüşebiliriz”, “Vazodakiçiçekler çok güzeller”, “Kendisini aradım, ama bana geri dönmedi” diye konuşuyoruz. Önceki kuşakların kültür mirası olarak bıraktıkları yapıtların dili nicedir bize yabancı gelmeye başladı.

Çeviribilim akademisyenlerimiz de, “Anlaşıyoruz ya, önemli olan bu!” diyorlar. Güzel de ben artık kimseyle anlaşamamaya başladım. Beni düşünen yok!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir